Türkiye’nin kırsal bölgelerinde tarım alanında yaşanan kuraklık, özellikle marul üreticilerini derinden etkilemiş durumda. Son birkaç aydır devam eden aşırı sıcaklık ve yağış eksikliği, tarlalara ekili olan marul gibi suya bağımlı bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkiledi. Çiftçiler, hem mahsul kaybı hem de artan girdi maliyetleri nedeniyle zor günler geçiriyor. Kuraklık sebebiyle hasat veriminde yaşanan düşüş, iç pazarın yanı sıra ihracat piyasında da derin yaralar açacağa benziyor.
Türkiye, tarım adası olarak bilinen verimli topraklara sahip olmasına rağmen, iklim değişikliği ve kuraklık gibi olumsuz hava şartları nedeniyle giderek daha fazla tehdit altına girmektedir. Özellikle marul hasadı, bu tehditlerin en somut örneklerinden biri olarak ön plana çıkıyor. Ülke genelinde marul ekimi yapılan arazilerin önemli bir kısmı, yeterli su kaynaklarından yoksun kaldığı için bu sezon hasat beklenenden çok daha düşük gerçekleşti. Tarım sektöründe yaşanan bu sıkıntılar, hem yerel tüketicileri hem de ekonomi için endişe verici sonuçlar doğurabilir.
Kuraklığın etkisinin en çok hissedildiği bölgeler arasında İzmir ve Antalya dikkat çekmektedir. Bu illerde marul ekimi yapan çiftçiler, tarlalarında kuruyan ürünleriyle karşı karşıya kalırken, sağlıklı bir hasat için gerekli şartların sağlanmamasından ötürü çaresizlik içinde kalmış durumdalar. Çiftçiler, sulu tarıma geçmek için çeşitli yöntemler denemelerine rağmen, su kaynaklarının kısıtlılığı nedeniyle başarılı olamıyorlar. Yıllık ortalama 1,5 ton olan marul verimi, bu yıl kuraklığın etkisiyle dramatik bir şekilde düşerek 700 kilograma kadar gerilemiştir.
Marul üreticileri, yaşanan bu kuraklık koşullarının yanı sıra artan gübre ve mazot fiyatları gibi başka sorunlarla da yüzleşiyor. Yüksek maliyetler, çiftçilerin gelirlerini daha da düşürmekte ve birçok üreticiyi girdi maliyetlerini karşılamakta zorluk çekmeye itmektedir. Marmara Tarım Kooperatifi Başkanı, “Bu yıl marul üreten çiftçi, girdi maliyetlerini karşılamakta zorlanıyor. Hava koşulları nedeniyle mahsul kaybı yaşarken, bir de artan maliyetler altında eziliyoruz,” şeklinde açıklamalarda bulundu.
Öte yandan, bu durumun çözümü için çeşitli öneriler de gündemde. Uzmanlar, yeraltı su kaynaklarının etkin kullanılmasını ve damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasını önermekte. Ayrıca, tarımda iklim değişikliğine adaptasyon konusunda çiftçilerin bilgilendirilmesi, sürdürülebilir tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gibi merkezi politikaların devreye sokulması gerektiğini vurguluyorlar. Bu uygulamalar, hem tarımsal verimliliği artıracak hem de mevcut su kaynaklarının daha verimli kullanılmasını sağlayacak.
Kısacası, marul hasadı bu sezon kuraklık nedeniyle büyük bir darbe aldı. Çiftçilerimiz hem mahsul kaybı yaşamakta hem de artan maliyetlerle baş etmek zorunda kalmaktadır. Tarım sektörü için bu durum büyük bir tehdit oluştururken, yetkililerin ve çiftçilerin birlikte hareket ederek bu sorunun üstesinden gelmeleri gerekmektedir. Aksi halde, bu durum sadece marul üreticilerini değil, tüm gıda sektörünü olumsuz bir şekilde etkileyebilir ve sonrasında tüketicilere yansıyabilir. Tarımsal faaliyetlerde sürdürülebilirliğin sağlanması için tüm paydaşların iş birliği içinde hareket etmesi kaçınılmaz hale gelmiştir.