İsrail’in Savunma Bakanı Yoav Gallant, 2023 yılının sonlarına yaklaşırken, Suriye'deki askeri varlıklarının devam edeceğine dair sert açıklamalarda bulundu. Bu açıklama, yalnızca bölge ülkeleri için değil, uluslararası kamuoyu için de oldukça dikkat çekici oldu. Gallant, Şam yönetimine karşı yürütülen askeri faaliyetlerin devam edeceğini ve stratejik hedeflerin hassas bir şekilde takip edileceğini ifade etti.
İsrail’in Suriye topraklarındaki varlığı, yıllardır devam eden bir tartışma konusu. Ülke, Suriye’nin iç savaş sürecinden faydalanarak, özellikle Hizbullah ve İran’ın etki alanlarını sınırlandırma amaçlı çeşitli askeri operasyonlar gerçekleştirdi. Gallant, bu bağlamda, "Suriye’deki askeri operasyonlarımız, ulusal güvenliğimiz için kritik öneme sahip. Her türlü tehdit, ülkemiz aleyhine bir adım olarak değerlendirilmelidir" şeklinde açıklamalarda bulundu. Böylece, İsrail’in Suriye’deki işgalinin sadece geçici bir durum olmadığını, uzun vadeli bir strateji çerçevesinde şekillendiğini ortaya koymuş oldu.
Ayrıca, Gallant’ın açıklamalarının gerçekleştiği günlerde, Suriye’nin kuzeyinde yer alan bazı stratejik noktaların İsrail tarafından hedef alınması, bu politikaların ne denli kararlı bir şekilde sürdürüleceğinin bir göstergesi oldu. Özellikle İran’ın Suriye’deki askeri varlığının artması, İsrail’in daha etkin bir müdahale stratejisi geliştirmesine neden oldu. Gallant, bu bağlamda, "Suriye’nin her köşesine müdahil olma hakkımız vardır" ifadelerini kullanarak, askeri hedeflerin çeşitlendireceğinin ipuçlarını verdi.
İsrail’in bu sert tutumu, yalnızca Suriye’yi değil, bölgedeki diğer ülkeleri de etkilemesi bekleniyor. Özellikle Lübnan merkezli Hizbullah, İran ile olan ilişkilerini güçlendirmeyi hedefliyor. Gallant’ın bu açıklamaları, hem bölgede hem de uluslararası alanda çeşitli tepkilere yol açtı. Suriye’deki işgalin devam etmesinin, bölgedeki istikrarsızlığı arttıracağı, yeni çatışmalara kapı açabileceği konuşuluyor. Bu durum, dünya genelindeki diplomatik ilişkileri de doğrudan etkileme potansiyeli taşıyor.
Özellikle Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar, İsrail’in bu tutumunun uluslararası hukuka aykırı olduğunu belirterek, Suriye'nin egemenlik haklarına saygı gösterilmesi gerektiği çağrısında bulunmuştu. Fakat İsrail hükümetinin bu çağrılara karşı duyarsız kalması, uluslararası toplumda farklı yankılar uyandırıyor. Birçok ülke, İsrail’in Suriye’deki askeri varlığını mahuç etmeye çalışırken, bazıları ise bu durumun bölge istikrarı için gerekliliği savunuyor.
İsrail hükümeti bu açıklamalardan sonra, birçok askeri hareketliliğe hazırlanırken, Suriye’nin yanında aldığı destek, bölgedeki güç dengesini de değiştirme potansiyeline sahip. Bu bağlamda, bölgedeki ülkelerin askeri güçleri, çeşitli ittifaklar oluşturma eğiliminde olabilirler.
Gallant'ın tüm bu açıklamaları, Suriye'de askeri ve siyasi dinamikleri daha da karmaşık hale getiriyor. Varlığını sürdürme kararlılığı, sadece İsrail’in müttefiklerine değil, düşmanlarına da bir mesaj gönderiyor. Askeri müdahale politikası ile birlikte, her hedefin dikkatli bir planlamayla belirlendiği ve bir adım ötesinde yeni operasyonların olabileceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant’ın yapmış olduğu açıklamalar, Suriye’deki işgale dair net bir mesaj olarak değerlendiriliyor. Bu durum, bölgedeki jeopolitik durumları sarsmakla kalmayıp, uluslararası alanda da yeni tartışmalara yol açabilir. Suriye halkı için ise, süregelen işgal politikasının ne denli yıkıcı sonuçlar doğuracağı ise belirsizliğini koruyor. Uluslararası aktörlerin, bu konudaki tutumları da bölgedeki gelişmelere yön verebilir.