Geçtiğimiz günlerde, 20 yaşındaki Dilara Aydın’ın yaşadığı talihsiz bir kaza, ailesinin hayata bakış açısını köklü bir şekilde değiştirdi. Yüzde 98 engelli kalan genç kızın yaşadığı dram, kaza sonrası süreçte yaşanan adalet arayışının da simgesi haline geldi. Aile, kazaya neden olan şoför için verilen cezanın yetersiz olduğunu belirterek, "Bu ceza bizi üzdü, perişanız" ifadeleriyle duygularını dile getirdi. Olayın üzerinden geçen zaman, yaşananların acısını azaltmadığı gibi, adaletin ne denli önemli olduğunu bir kez daha gündeme taşıdı.
İstanbul’un yoğun trafiğinde meydana gelen kazada Dilara, dikkatsiz bir şoförün yayalara yeşil ışık yanmasına rağmen geçiş yaptığı sırada aracın çarpması sonucu ağır yaralandı. Hayatının baharında yürüyebilme hayalleri bir anda suya düştü ve genç kız, hayatının geri kalanını tekerlekli sandalyeye bağlı olarak yaşamak zorunda kaldı. Aile, yaşadıkları acının yanında, Dilara’nın durumundan sorumlu olan kişi için sadece 1 yıl hapis cezası verilmesinin adalet duygularını zedelediğini dile getiriyor.
Ailenin bu süreçteki en büyük sorunlarından biri, sadece Demirağ ailesinin yaşamadığı bir acının toplumda yaygınlaşması. Kaza sonrası sosyal medya üzerinden başlatılan kampanyalar, hem Dilara’nın durumu hem de trafik güvenliğine dair farkındalık oluşturmayı amaçlıyor. “Yaşanan bu durum, sadece bir kaza değil, aynı zamanda kaybolan yaşamlar demek” diyen aile üyeleri, daha fazla dikkat ve önlem alınması gerektiğini savunuyor. Lawgivers.org ve diğer birçok platform, kazaların önlenmesi için gerekli düzenlemelerin hızla yapılmasını istiyor. Özellikle genç sürücülere yönelik eğitimlerin artması gerektiğini vurgulayan aktivistler, "Kaza anı değil, öncesindeki bilincin artırılması önemli" ifadelerini kullanıyorlar.
Sonuç olarak, Dilara’nın durumu, sadece ailesinin değil, aynı zamanda toplumun ortak bir yarası haline geldi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için sadece yasal noktada değil, aynı zamanda insanları bilinçlendiren sosyal projelerin de çoğaltılması elzem görünüyor. Genç yaşında hayata tutunmaya çalışan Dilara ve ailesinin sesi, umarız ki hükümet yetkilileri ve toplum üzerinde kalıcı bir etki yaratır.