Son günlerde Yunanistan’ın başkenti Atina, Türkiye ile ilgili endişelerle çalkalanıyor. Türkiye'nin F-35 savaş uçakları konusunda sahip olduğu haklar ve ABD'nin bu konudaki durumu, Atina'da önemli bir tartışma konusu haline geldi. Yunan diplomatlar, Washington'un F-35'ler ile ilgili verdiği karışık sinyallerin, Türkiye’nin askeri kapasitesini artırabileceği ve bölgedeki güç dengesini bozabileceği konusunda derin bir kaygıya sebep olduğunu ifade ediyor. Peki, ABD'nin bu konudaki tutumu neyi işaret ediyor? Yunanistan için çıkarılan bu sinyaller, bölgedeki jeopolitik dengeleri nasıl etkileyebilir?
ABD'nin F-35 programı, birçok ülke için kritik bir güvenlik meselesidir. Türkiye, bu programın bir parçası olarak F-35 savaş uçakları almak üzere planlar yaparken, yaşanan bazı politik gelişmeler bu süreci karmaşık hale getirmiştir. Türkiye, 2019 yılında Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini alarak, ABD ile stratejik müttefiklik ilişkisini zorlayacak bir adım atmıştı. Bu durum, Türk ordusunun F-35 uçaklarını alma sürecinin dondurulması ile sonuçlandı. Ancak son zamanlarda, ABD'nin bu konudaki yaklaşımının değişebileceğine dair bazı sinyaller vermesi, Yunanistan'da büyük bir tedirginliğe yol açtı. Yunan hükümeti, bu durumun Türkiye'nin askeri yeteneklerini güçlendirebileceği ve dolayısıyla bölgedeki dengeleri bozabileceğini düşünüyor. Ayrıca, Türkiye'nin S-400 sistemiyle entegre ederek, F-35 teknolojisini ele geçirme ihtimali, Yunan güvenlik kaynaklarını tedirgin eden diğer bir noktadır.
Yunanistan, Türkiye'nin muhtemel bir güç artışını önlemek amacıyla, kendi askeri kapasitesini artırmaya yönelik adımlar atıyor. Atina yönetimi, özellikle Rafale savaş uçakları alımı gibi önemli savunma yatırımları yapmayı hedefliyor. Ayrıca, Yunanistan - Fransa savunma anlaşması ile askeri işbirliğini güçlendirmeyi planlıyor. Bu durum, Yunanistan’ın yeni savunma stratejilerini geliştirmesi adına önemli bir fırsat sunmakta. Yunan hükümeti, Türkiye'nin askeri faaliyetlerini yakından takip ederken, Batı müttefikleri ile olan ilişkisini de güçlendirmeye çalışıyor. Yunan Savunma Bakanlığı, Ordunun mevcut savunma kapasitesini artırmak için NATO müttefikleri ile daha yakın işbirlikleri geliştireceklerini belirtmektedir. Yunanistan, ABD ve diğer batılı ülkelerle olan ilişkilerini kullanarak, Türkiye'ye karşı bir denge kurmayı amaçlıyor. Bu bağlamda, Türkiye’nin F-35 programına yönelik olası bir katılım ihtimalinin azalması, Atina’da ciddi bir sevinçle karşılanıyor.
ABD'nin F-35 politikasına dair belirsizlikler, sadece Yunanistan'ı değil, bölgedeki diğer müttefikleri de derinden etkiliyor. Yunanistan, Türkiye'nin F-35'ler konusunda elde edebileceği potansiyel avantajları göz önünde bulundurarak, güç dengesini sağlamak için her türlü önlemi almayı planlıyor. Zira, Akdeniz bölgesinde yaşanan çatışmalar ve rekabet, güvenlik politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılıyor. Tüm bu gelişmeler, Yunan halkının savunma konularına bakış açısını şekillendirirken, aynı zamanda hükümetin öncelikleri üzerinde de etkili oluyor. Yunanistan, her ne kadar ABD’nin kararını etkileyemese de, kendi ulusal güvenliğini sağlama adına adımlar atmaya devam edecektir.
Sonuç olarak, Atina'daki Türkiye endişesi, sadece bir ülkenin iç meselesi olmaktan öteye, bölgesel güvenlik dinamiklerini etkileyecek bir süreç olarak karşımıza çıkıyor. Yunanistan’ın bölgedeki stratejileri ve ABD’nin F-35 politikası üzerindeki belirsizlikler, gelecekteki gelişmelerin ne yönde evrileceği konusunda büyük bir önem taşıyor. Bu bağlamda, bölgedeki ülkelerin yapacakları hamleler, hem askeri dengeleri hem de diplomatik ilişkileri etkileyebilir. Önümüzdeki dönem, Yunanistan için Türkiye ile olan ilişkilerinde, güvenlik ve savunma alanında nasıl bir strateji izleyeceği açısından kritik bir öneme sahip olacaktır.